Genç Yazılar
Genç Hikayeler
Genç Şiirler
Genç Makaleler
Genç Fikirler
Genç Mizah
Haftanın Genç Yazısı
Genç Yazarlar Komitemiz
Üyelik İşlemleri

mail.jpg (2821 bytes)

Yazılarınızı göndermek için tıklayın

 
 
Adınız Soyadınız
E-mail Adresiniz
Arkadaşınız Adı
Arkadaşınız Email Adresi
Email in Konusu
 
Bu yazı 28.12.2007 tarihinden beri 236 kez okunmuştur
Yazının Başlığı Yazar Adı Gönderilme Tarihi
Mümtazlar Sınıfına Geçmek Belirtilmedi 28.12.2007

                       Mümtazlar Sınıfına Geçmek

 
   Hz. Mevlana mürşid kitap olan “Mesnevi”sinde şöyle bir hikaye anlatır:(c.4,beyit:3001vd.)

 

   Musa dedi ki: Ey soru hesap gününün sahibi Allah (c.c), yapıp düzdün, neden yine bozar

yıkarsın? Cana, canlar katan erler, dişiler yaratırsın... Sonra bunları yıkar,

mahvedersin; neden?

 

   Allah dedi ki: Bu suali inkar yüzünden, yahut gafletle ve nefsine uyarak sormuyorsun,

biliyorum. Yoksa hoş görmez, gazap eder, bu soru yüzünden seni incitirdim. Fakat

bizim işlerimizdeki hikmetleri, varlık sırlarını araştırıyorsun... Bunu bilip sonra da

halka bildirmek ve her ham kişiyi bu suretle olgunlaştırmak istiyorsun.

Sen bunu biliyorsun ama halka da bildirmek için sormaktasın.

Çünkü bu sual yarı bilgidir. Hiç bilmeyen, bu bilgiden dışarıda kalan bu soruyu

soramaz. Sual de bilgiden doğar, cevap da... Nitekim diken de toprakla sudan biter,

gül de!

 

   Hem sapıklık bilgiden olur, hem doğru yolu buluş... Nitekim acı da rutubetten hasıl

olur, tatlı da! Bu nefret ve sevgi, aşinalıktan gelir... Hastalık da iyi gıdadan olur,

kuvvet de!

 

   Allah Kelim’i de, acemilere bu sırrı bildirmek, onları faydalandırmak için kendini acemi

yaptı. Bizde kendimizi ondan daha acemi yapalım da bilmez gibi cevabını dinleyelim.

Eşek satanlar, o satışın anahtarını elde etmek için birbirlerine adeta düşman olurlar,

çekişir dururlar.

 

   Allah buyurdu ki: Ey akıl sahibi Musa, madem ki sordun gel de cevabını duy.

Ey Musa, yere bir tohum ek de bunun sırrını anla, insafa gel! Musa tohum ekti, ekin

bitti, kemale gelip başaklandı, güzelce, düzgünce yetişti... Orağı alıp biçmeye başladı.

 

  Gaybtan kulağına bir ses geldi:

 

  Neden ekiyor, besliyorsun da kemale gelince kesiyor, biçiyorsun?

 

  Musa dedi ki:

 

  Yarabbi, burada tane de var saman da... Onun için kesiyorum. Çünkü tanenin saman

ambarına konması layık değil... Saman da buğday ambarına konursa yazık olur! Bu

ikisini karıştırmak hikmete uygun olamaz. Mutlaka elerken ayırt etmek lazım.

 

  Allah dedi ki:

 

 Bu bilgiyi sen kimden aldın da bir harman meydana getiriyorsun?

 

  Musa:

 

 Allah’ım bana bu temyizi sen verdin dedi...

 

  Allah dedi ki:

 

 Öyleyse bende nasıl olur da temyiz olmaz? Halk arasında temiz ruhlar da var, topraklara bulanmış kara ruhlar da.

 

 Bu sedeflerin hepsi bir değil... Birisinde inci var, öbüründe boncuk! Buğdayları

samandan ayırmak nasıl lazımsa bu iyiyi de kötüyü de ayırmak vacip. Bu alem halkı,

hikmet hazineleri gizli kalmasın, meydana çıksın diye yaratılmıştır.

Ben bir hazineydim dedi Allah, hem de gizli... Bunu duyda cevherini kaybetme,

meydana çıkar!

 

 

  Ehlullah bu beyitleri şöyle açıklıyor:

 

“ ...Hz. Pir diyor ki; halk arasında saf ve temiz ruhlu insanlar mevcut olduğu gibi kara ruhlular da vardır. Samandan buğdayı ayırır gibi bunlar ayrılacak, müstehak oldukları yere götürülecektir. Dünya, ahiretin bir mezrası, bir ekim yeridir...Amellerine göre mücrimler, muhsinlerden seçilip ayrılacaktır. Çünkü her sedef inci vermez. Ondan boncuk ta çıkar. Nitekim “Ben gizli bir hazine idim, bilinmeyi sevdim, halkı da bilinmek için halk ettim.” hadis-i kudsisi, bütün mahlukatın, Allah’ ın hikmet ve sıfatları gizli kalmasın, meydana çıksın diye yaratıldığına ve bu hikmetler hazinesinin bilhassa bizim varlığımızda gizli olduğuna işaret buyurmaktadır.

 

   İşte hakiki insan bu zati cevheri zayi etmez, arar ve mümtazlar sınıfına geçer.”

 

 

 

 

 

 

 
Genç yazarlar Kulübü / Web Tasarım : Orhancam