Genç Yazılar
Genç Hikayeler
Genç Şiirler
Genç Makaleler
Genç Fikirler
Genç Mizah
Haftanın Genç Yazısı
Genç Yazarlar Komitemiz
Üyelik İşlemleri

mail.jpg (2821 bytes)

Yazılarınızı göndermek için tıklayın

 
Bu yazı 218 kez okunmuştur.
Din ortadan kalkarsa...

                    DİN ORTADAN KALKARSA...                                                                                           

 

                              Ne irfandır veren ahlaka yükseklik ne vicdandır

                             Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır.

Yüreklerden çekilmiş farz edilsin havfi Yezdan’ın,

                             Ne irfanın kalır tesiri katiyen ne vicdan

                                                                                  M.Akif Ersoy

                                                                                

     Milli şairimizin de bu dizelerinde vurguladığı gibi hasıl olan iyi hasletlerimizin menşeinde dini inançlarımız bulunur. İçtimai alanda hoş karşılanmayan, ayıplanan davranışların oluşumundaki en büyük etkenler Rabbimizin koyduğu kuralların göz ardı edilmesi ve nefsin akla hükmetmesine izin verilmesidir. Eşref-i mahlukat; nefsinin isteklerine kendini bırakıp, dünyevi arzularının esiri olursa hayvandan aşağı derekelere iner. Çünkü hayvanlar içgüdülerinin dairesi dışına çıkamaz, fıtratlarının kendileri için çizdiği haddi aşamazlar. Oysa; insanlara yaşayışına yön verebilecek bir irade bahşedilmiştir.Bu iradenin kullanılması insanın boynunun borcudur ancak hayvanlara hidayet nasip olamayacağından onlar yaptığı yanlış hareketlerden dolayı yargılanamaz, cezalandırılamaz yahut kınanamazlar.

       İnsan; diğer canlılar gibi yalnız maddi tatminlerle mutmain olamaz. Manevi yönden de kendini doyurmak, ruhunun ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır. Örneğin; dünyanın maddi olarak en gelişmiş kıtası Avrupa, manevi olarak bir o kadar dibe vurmuş durumdadır. Bir türlü azaltılamayan yüz kızartıcı suçlar, cinayetler, intiharlar bunun en somut göstergesidir. Hülasa; cüz’i irade sahibi olan insan , aklın kemalini,faziletlerini;yalnız,ruhunu yaradan külli irade sahibinin buyruklarını yerine getirerek muhafaza edebilir.

      Dini; afyona benzeten,dinsel inanışların yalnız zayıf dimağlarda etkili olacağını savunan materyalist felsefe,insanları faydalı alanlarda nasıl istihdam edeceğinin cevabını bir türlü bulamamıştır.İnançsız insanlar,yaşamlarını sadece bu dünyadan ibaret olarak düşündüklerinden; kısacık ömürlerini zevk ve sefayla geçirmek istemiş dolayısıyla çalışmak yerine miskin bir hayatı tercih etmişlerdir.Dindarları taassupla suçlayan bu zihniyetin sahipleri,varlığın metafizik boyutunu sorgulamadan yalnız gördüklerine inanmış,gaflet uykusundan uyanmayı hiç istememişlerdir.Secde suresinin yirmibirinci ayetinde;”Biz,o en büyük azaptan önce de onlara mutlaka yakın azaptan tattıracağız” buyrulduğu gibi inançsızların hayatı hiçte bekledikleri gibi geçmemiş,henüz sonlu kainattayken cenneti yaşamak isteyenlerin sinelerine cehennem azabı doluvermiştir.Onlar için dünya; gereksiz bir uğraş yeri olmuş ,bülbüllerin ötüşü;kapı gıcırtısı gibi gelmiş,aile efradı;sırtlarından geçinen asalaklar olarak görünmüş,yaşam işkence halini almıştır.Dünya keçi boynuzuna benzetilir.Yarım dirhem şeker yemek için bir okka odun çiğnemeli derler.Dünyadaki bu kadar meşakkate dinsizler asla mukavemet edemez.Hayat gaileleri önlerine diziliverdiğinde yaşamak için sebep bulamayan bu kişiler,intihara hızla sürüklenir ve sonuçta istemeye istemeye bir türlü inanamadıkları ahirete intikal ederler.

        Dinin fertler üzerinde fevkalede işlerliği olan bir otokontrol mekanizması da mevcuttur.Kişinin, kimsenin görmediği anda faziletli davranması,polis yokken suç işlememesi Allah’ın gördüğünü bilmesindendir.Dolayısıyla dini kurallar sadece insanların ahirette mutluluğu için değil dünyadaki mutluluğu içinde zaruridir. Toplumların bekası ancak; dinin fertler üzerinde yaptırımının devamı ile mümkün olabilir. Yeryüzünde hiçbir kavim yoktur ki;bir inanç sistemine bağlı kalmadan varlığını idame ettirebilsin.Dinin hakim olmadığı bir toplumda;herkes kendi mantığınca koyduğu kuralların uygulanmasını arzular,etrafına da bu kuralları dayatarak diğer ideolojilerle çatışmaya girer.Böylelikle topluma anarşi hakim olur ve insanların can,mal ve ırz güvenliği ortadan kalkar.Bu tür durumlardan korunmanın yegane yolu ise toplumda vifak hasıl edebilecek yegane olan yüce dinimize sarılmaktır.  

                                                                

                                                                                            

                                                                                                    MAHMUT DELEN

Belirtilmedi
Bu yazıya oy verin < çok iyi > < iyi > < orta > < vasat > < kötü >
 
Genç yazarlar Kulübü / Web Tasarım : Orhancam