Halkı için kolunu kaybetmiş kahraman Subay Ahmet CELAL Bey;
Eski zamanları hatırladıkça gözlerim doluyor. O eski insanlar dostluklar pek kalmadı artık. Herkes bir ekmek kavgası tutturmuş gidiyor. Hiç kimsenin kimseden haberi yok. Oysa o zamanlar öylemiydi. Yanı başındaki komşusu aç iken kendisi tok oturmazdı, kimse. Elinde avucunda ne varsa paylaşırdı. Ama eskidenmiş işte… İnsanlar yanlış batılılaştıkça, batının iyi yönlerini değil de kötü yönlerini kendine aşıladıkça insan bozması bir canavar oluyor.Ha birde unutmadan medeniyet medeniyet diye bir türkü tutturmuşuz gidiyoruz.İnsanların, malına, canına, namusuna, hiçbir hak ve hukuk gözetmeden zarar vermenin neresi medeniyettir?soruyorum sana… İşte ben böyle bir devirde yaşıyorum. Ama en çok o zamanlarda yaşamayı isterdim. Bu halk için şehit veya gazi olmayı adları bilinmeyen milyonlarca şehitler ve gaziler kervanına katılmayı çok isterdim. Maziye, dönmek mümkün olmadığı için bende çok çalışarak vatanıma, milletime, hayırlı işlerle adımı duyurup ileriki nesiller de adımı anımsatacağım. Ama duydumda en çok neye canım sıkıldı biliyormusun? Kendilerinin canı, malı, namusu için savaşıp kolunu kaybettiğin halde o köye yabancısın diye adının YABAN olarak o cahil başlara yer etmesine. İnsanlar neden bu kadar geri kafalı oluyor anlamıyorum. İlla kendi bildiklerinden, yanlışlarından gidiyorlar. Ama sen üzülme bunlar için hani bir söz vardır:’’zarara rızasıyla girene acınmaz’’ diye, işte bunlarda, böyle kendi rızalarıyla evlerinin kundaklanmasına, yiyeceklerinin yağmalanmasına, kadın ve kızlarına tacizde bulunmasına kendi rızalarıyla razı oldular sanki. Ama sonunda geçte olsa akılları başlarına geldi. Neyse daha fazla uzatmadan sana ve bu vatan toprağında bizim için şehit ve gazi olan tüm insanlara minnettarım ve hep onlara layık bir türk evladı olarak kalmaya çalışacağım…
AD VE SOYAD: Mustafa Said İNAL.