Genç Yazılar
Genç Hikayeler
Genç Şiirler
Genç Makaleler
Genç Fikirler
Genç Mizah
Haftanın Genç Yazısı
Genç Yazarlar Komitemiz
Üyelik İşlemleri

mail.jpg (2821 bytes)

Yazılarınızı göndermek için tıklayın

 
Bu yazı 325 kez okunmuştur.
Belirtilmedi
''Bin dokuz kırk sekizde Dostoyevski'yi okudum.o gün bu gündür huzursuzum''(Cemal Süreya)Çok sevmiştim bu sözü ama yazacaklarımla alakası yok!sadece yazmak istedim.
          Büyük firmaların adlarına bakıyorum.damat,tween,migros...sonra kafamı yere doğru eğip yürümeye devam ediyorum.yer gri,düz,düşmeyeceğimin garantisini veriyor bana.elimde şarlo dergisi var hava da oldukça sıcak.gerçi güneydoğulular serin diyor bu havaya ama ben alışkın olmadığımdan zor geliyor yine de bana.gelmeden önce sorun olmaz deyip kendime biraz fazla güvenmişim herhalde.gerçi yarın ya da ertesi gün ayrılıyorum buradan.çok büyük ve karmaşık sorunlar yaşadığım için değil.şimdilik öyle gerektiğinden ayrılmalıyım buradan.ne kadar sonra dönerim bilemem.bir şehirden diğerine gitmeden önce ne ayrılacağım yerden aşırı nefretle oraya burun kıvırır ne de gideceğim yeri fazla idealize edip kendime ütopik,düşsel cennetler yaratmam.bu huyum hoşuma gidiyor.çünkü gereksiz hayal kırıklıklarının ya da fiyaskoların önüne geçiyorum böylelikle.Ama konumuz bu değil.Günün anlam ve önemini belirten şeye geldi sıra:).gece sivrisinekler yüzünden uyuyamadım.ancak beş gibi yatabilmişim.sabah da saat dokuz on gibi uyandım.arakadaş da uyuyamamış erkenden gidip poaça falan almış.çağırdı.kahvaltı yaptıktan sonra uzun bir süre evden çıkmadım.vedat türkalinin kayıp romanlarına baktım biraz.yüz sayfa kadar okudum öğle sıcağına girdikçe de her tarafım yapış yapış olmaya başladığındann bıraktım kitabı.sigara içeyim dedim tat vermedi.camdan dışarı baktım biraz.anneler,şoförler,esnaflar....hiçbirisi benim değildi,benimle değildi.umursamadım bunu.akşama doğru evden çıktım.kalabalık bir çarşıya saptım.bilmememe rağmen yabancılık da çekmedim çarşının içinde.dar,kimi yerde uzun,kimi yerde karmaşık gelen bir yerdi.terlikler,bez parçaları,nohut torbalarıyla dolu tezgahlar vardı her tarafta.tam o sırada bir kız çekti dikkatimi.kalabalıkta kaybetmemek için gözümü ayırmadım kızdan.ne yapıp edip bu kıza yaklaşmalı,yüzünü yakından görmeli ve iyice hafızama kazımalıyım dedim kendi kendime.istediğimi yaptım da.o ilerlerken ben ona doğru adınlarımı hızlandırdım.etrafımdan geçen insanların belirginleşmelerini silmeye çalışarak takibime devam ettim.gerçi burnunu karıştıran bir amca bütün büyüyü,kızdaki gizemi-evet gizem çünkü ben o kızı hala tanımıyorum-ve estetiği mahvetti ama olsun yine de devam ettim kızın peşinden gitmeye...arayı kapattım,yaklaştım,ona yaklaştıkça da adımlarımın hızını onun temposuna ve ritmine göre ayarlamaya çalıştım.çünkü kaybetmeye niyetim yoktu bu enfes fiziği.sonra birden sağına bakıp tazgahta duran bir çift terliği eline alıp altlı üstlü bakıp kontrol ederek yoklamaya başladı.fiyatını sorduğu tezgahtar iki buçuk lira gibi bir şey söyledi herhalde.ben de tam o sırada kızın tüm varlığını,verdiği heyecanı,unutturduğu sıcağı,makyajsızlığından kaynaklanan doğallığını,şehvetimi gıdıklamasını,yüzünü,tokasına varana kadar saçını,açık kollarını,her ne renk olursa olsun kabülümdür dediğim tenini(olağanüstü bir beyazlıktı)çoktan yaşamaya başlamıştım...ihtiyacım vardı çünkü buna.uzun zamandır yapmamıştım bunu.ve uzun zamandır böyle bir güzellikle haz almamıştım.saygısızlaşmadan,lise öğrencilerinin pornografik bellekleriyle donanmadan,doldurmadan...sonra ne olduğunu yazmama gerek var mı bilmiyorum ama yazmaya çalışayım yine de:terliği bırakıp yüzünü buruşturduktan sonra çarşının geldiği tarafın tersine düşen çıkışa doğru ilerledi.ben de oradaki insanların hiçbirisine hissettirmeden sabahtan beridir bir kızın peşinden koşmanın,onu takip etmenin muzipliğinin verdiği hafiflik hissiyle çıktım çarşıdan.
Belirtilmedi
Bu yazıya oy verin < çok iyi > < iyi > < orta > < vasat > < kötü >
 
Genç yazarlar Kulübü / Web Tasarım : Orhancam