Bakışlarım hiç bu kadar anlamlı değildi uzun yıllar.Eşim,hayatım,biricik karım öldükten sonra değişmiştim.Ve bu değişikliğim uzun yıllar sürmüştü.Ta ki ölüm döşeğinde olduğum şu ana kadar.
Öldü dedim.Hayatım gitti,bakmanın anlamı yok dedim.Bu düşünce eşimin toprakla bütünleşmesiyle benim yavaş yavaş bedenli ama ruhsuz birine dönüşmeme neden olmuştu.Dedim ya o zamanlar geçti artık.Yeni fark ediyorum.ÖLÜM DÖŞEĞİNDE.Belki az sonra gelecek AZRAİLİM.Bu yüzden penceremden hemen bakmalıyım.
Baktım.Baktım.Yine baktım.Benim için anlamlı olan ve anlamını yitiren,yeniden anlamını kazanmaya çalışan ağaçların,kuşların,dağların,çocukların içimdeki savaşını izledim.En çok da çocuklarınkini.İçimde bir savaş var.Kendimce direniyorum belki ama çocuklara karşı direnemiyorum.Neden mi?Eşim,hayatım,biricik karım olan dünyanın en güzel varlığından geriye kalanbir meleğim,hayatımı anlamlı kılan bir varlık bırakmadığı için.O olsaydı,melek yüzlüm olsaydı ne şu anda ölüm döşeğinde olacaktım ne içinde bir savaş olacaktı ne de yıllarımı anlamsız geçirecektim.
Sana kızmıyorum hayatımın en anlamlı ve her zaman,öldüğümde dahi anlamlı kalacak meleğim.Sen bana bir parçan olan melek yüzlümü vermesen bile her yerde,her zaman,her mevsimde,her iklimde,her hayatta hayatım olarak kalacaksın
Bekle az kaldı.Kavuşuyoruz.Azrailim gözüktü.GELİYORUM.
ÖLDÜĞÜMDE DAHİ SEVMEĞE DEVAM EDECEĞİM MELEĞİME
ONU HİÇ UNUTMAYAN KOCASINDAN