Nisan ayının yumuşamış ve farklı heyecanlar veren ılıklığı kendini belli etmeye başlamıştı.Dağların arasında unutulmuş bu küçük köy evleri,kışın buzul soğuğundan ve karların uğultusundan nefes almaya yeni başlıyordu..Dağın yamaçlarından bakıldığında bu evler odun yığınlarını andırıyordu adeta.Köy oldukça küçük ve ıssız görünüyordu.Bir kaç evden süzülen baca dumanı sanki bütün köyü sarmalamıştı..Havanın hareketsizliği ve boğulmuşluğu, taze sona ermiş bir savaş meydanını andırıyordu..Ama bu sessiz köyde bunun farkına varan kimsecikler yoktu.Aynı anda farklı olgulara sahne oluyordu havanın esrarengiz masumiyeti..

Wolf birden bunaldığını hissetti ve ayağa kalktı.Dalıp gittiğinin farkına varmıştı.Uzaklaştığının ve hayallerinin amaçsızlığının.Aklından geçenleri ve düşüncelerini değiştirmesi gerektiğini biliyordu oysaki..Yapmak zorunda olduğu buydu.Farklı düşünmesi gerekti,eskilerden uzaklaşmak ve bulunduğu yerde yaşama tutunmaya çalışmak olmalıydı,yaşadıklarının tersine..''Bir daha bu yamaçlara gelmemeliyim '' diye iç çekti sessiz kayalar üstünde..Köye doğru inmesi yaklaşık 25 dakikasını alıyordu.Akşam olmuştu neredeyse..

Güneş sırtını dönüyordu köye ve ayın saltanatını kurma zamanı gelmişti.Zorlu bir inişten sonra gelmişti evine.Devasal büyüklükteki kütüklere baktı Wolf,evin dört bir yanına kurulu,nasıl yerleştirildiğine akıl erdiremediği kalın ve uzun kütüklere.Ay ışığında kütükler ürkütücü ve ağır bir hava takınıyordu Wolf'un gözünde..Çevredeki evlerden tek farkı buydu.Ev oldukça genişti ve dört tane oldukça büyük ve kurultulu ağaç kütüğünün üstüne oturtulmuş gibiydi..Koyu kahverengi renkteydi.Bazı kısımlar dışında genelde orta boy kütüklerden yapılmıştı bu ev.Diğer evlerden tek farkı büyük ve 4 tane kütük ile desteklenmiş olmasıydı.Aslında ev Wolf'un çok hoşuna gitmişti.Klasik dağ evlerini andırıyordu,köy evlerinden çok.Ve çok şirin bir yapısı vardı..Ama içinde barındırdığı sıkıntı ve köprülü duygular bu gerçeği bazen görmezden gelmesine sebep oluyordu..

Kapının önünde durakladı Wolf.Asma kilit anahtarlarına baktı içini çekerek.Yürümek için ya da her ne sebeple olursa olsun,evden her çıktığında kapıyı kilitlediğini ve döndüğünde tekrar açtığını düşündü.Her gün aynı işlev ve aynı duraksama,ve aynı düşünceler..Kapı ziline basmadan,pencereden içeri göz atmadan ve içinde eskilerde taşıdığı o heyecan olmadan.Derin bir nefes alarak o heyecanı ve dolu dizginliğini aklına getirdi birden,eskiyi ve eski yaşanmışları..Gözlerinde biriken sular tek damla ile toprağın üzerine doğru süzülüverdi..Uzun süre düşünürdü ve her seferinde birkaç damla göz yaşı dökerdi esintilerin ardından..Kapı önüne kadar taşımıştı yine eskileri.Oysa her seferinde yaşananları unutmak için çıkıyordu o keskin kayalara ve yalnız kaldığı her anda eskiyi zikrediyordu bilmeden ve istemeden..

Kilitleri açtı ve yalnızlığa atıverdi kendini.İçeriyi süzdü uzunca,nalet olası odundan oluşan her şeyi,bütün bir evi ve bu büyük salonu,köşede ki açık sarı taşlardan örülmüş şömineyi atlamadan geçemedi gözleri.Uzun uzun baktı ve girişteki koridordan sola doğru döndü.Alt katta salon dışında sadece tek bir oda vardı.Odadan içeri girdi ve yatağın üzerine bıraktı yorgun bedenini.Ayaklarındaki ağırlığı ve sızıları hissetti.Evden çıkmadan önce de aynı sızıyı hissediyordu ama bunun hiçbir önemi yoktu Wolf için.Yavaşça doğruldu.Botlarının bağcıklarını çözmeye başladı.Toprak rengini almıştı botları ve oldukça eskimiş olduğunu düşünüyordu Wolf.Kasabaya gidip yenisini alması gerekti.Hem belki bir bara gidip birkaç kadeh bir şeylerde içebilirdi.Yaklaşık 3 hafta olmuştu bu eve geleli.Hemen hemen kimseyle tanışamamış ve kasabaya hiç gitmemişti.Tek tanıdığı en yakın komşusu Bay Dennis’di.Zaten kasabanın nerde olduğunu da ona sormuştu Wolf.Aralarında geçen tek muhabbet bir kaç kuru cümle ve kasabanın tarifiydi..Bay Dennis’in bütün çabalarına rağmen Wolf ayaküstü iki kelime edebilmişti sadece.Bay Dennis’in kendisi hakkında tuhaf şeyler düşünebileceğini tahmin edebiliyordu Wolf.Yıllardır Jane ailesinin boş olan evine gelen bu esrarengiz genç adam kim olabilirdi ve neden gelmişti.