Genç Yazılar
Genç Hikayeler
Genç Şiirler
Genç Makaleler
Genç Fikirler
Genç Mizah
Haftanın Genç Yazısı
Genç Yazarlar Komitemiz
Üyelik İşlemleri

mail.jpg (2821 bytes)

Yazılarınızı göndermek için tıklayın

 
 
Adınız Soyadınız
E-mail Adresiniz
Arkadaşınız Adı
Arkadaşınız Email Adresi
Email in Konusu
 
Bu yazı 26.03.2008 tarihinden beri 226 kez okunmuştur
Yazının Başlığı Yazar Adı Gönderilme Tarihi
farklılıklar ve kargaşa Belirtilmedi 26.03.2008
Yüreklerde kıpırdayan sımsıcak bir gençlik duygusu,yanlış ya da doğru yaptığını bilmeyen,ne yapmak istediğinin farkında bile olmayan;yanlışa doğru,doğruya da yanlış gözüyle bakan bir gençlik ve istenmeyen olaylar ve şiddet...
 
Herkesin de çok iyi bildiği birşey var ki; o da bu ülkenin bulunduğu konuma kolaylıkla gelmediğidir.Hepimiz de biliyoruz, acılar çekildi,canlar verildi,soğuk gecelerde yalın ayak insanlar hissetmedi ayağının acısını,gözyaşları dinmedi,anneler ağladı ve bir sürü ocak bir sürü yuva karanlık gecelerin sabaha yerini bırakmasını,aydınlığa yerini bırakmasını bekledi ve istedi.
Belki bir umuttu belki de boş bir hayal.karanlıkların aydınlığa dönüşeceği haberleri.Ama herşeyden önce birilerine göre boş ta olsa yersiz de olsa bir umut vardı ve soğuk esen rüzgarların söndürmemesi gerekecekti o umutları.Herseyimiz,elbette ki o umutlar olmustu.Çünkü davetsiz misafirlerin çektirdiği acıları bir tek o beklentiler dindirebiliyordu.Acılar unutuluyor,yaralar sarılıyor,gözyaşları sel olup gitmiyordu o umutlarla.
Biliyorduk ki umut candı;umut varlıktı;umut inançtı umut huzur ve mutluluktu;bağımsızlıktı..
Umut çanakkale'de çıplak ayakla asker olmaktı,Sarıkamış'ta uzanabilmekti karların üstüne vatan için;aç kalmaktı,sefillikle başa çıkabilmekti,çünkü umut aydınlık günlerin getireceklerini hayallerde gösteren,var eden, kendi canını binlerce can uğruna feda etmekti...
Umut var olmaktı...
Yüzyıllar öncesinde tam bağımsızlığın panzehirini bu topraklara kusanlar,aramıza fitne ve fesatçı insanlarını katarak nifak tohumlarını yayanlar,halkımızın,milletimizin saflığını temizliğini kullanarak bazı ideolojileri vermek isteyenler hala daha yapacaklarını yapmakta ve bizleri bir tiyatro seyircisi gibi arka koltuklardan gülerek izemekteler ne yazık ki.
Bundan yüzyıl önce hain çizmeleriyle girdiler vatanımıza,yuvamıza,evimize.Davetsiz birer misafirdiler ve istenmiyorlardı.İstemiyorduk onları,gitmeliydiler ve gönderildiler geldikleri karanlık sokaklara...
Peki geldikleri gibi mi gittiler?
toplumumuzun içine işlediler,kültürleriyle,ayrılıkçı ideolojileriyle içten pazarlıklarıyla.Ve her zaman da üzerimizde oldular,peşimize takıldılar.Yanlışı yanlış diye öğrenemedik hiçbir zaman,bize göre doğru onlara göre yanlıştı ve her defasında aldatmacalarla,yanılgılarla dolu bir sürecin başalangıcını verdiler pervasızca.
Yüzyıllar önce bu milleti deviremeyen kesimler,bu milleti çanakkale'de Sakarya'da Kütahya'da Malazgirt'te ve bu vatan toprağının herbir karışında toprağa gömmek isteyip te başaramayanlar gözlerini bu milletin çocuklarına doğrulttular.Çünkü onlar saftı temizdi ve onlar için daha kolaydı gençlerle uğraşmak,çocuklarla uğraşmak.Dha kolaydı elbette Çocukları kullanmak gençleri oyunlarına alet edebilmek.
Çeyrek asır önce sağ-sol çıkardılar kardeşi kardeşe öldürtüler.Boş ve anlamsız amaçlar yüklediler gençlerimizin omuzlarına.Özgürlüğü yanlış tanımladılar,özgürlüğü bu ülkenin aynı sofrasında oturarak aynı ekmei paylaşan insanlara sağ ve sol diye tanıttılar..Unutturdular bizlere atamızı,vatanımızı,kardeşimizi...Okuyarak bu vatanın başına geçecek gençliği meydanlarda kullandılar,ve kendimizin de aslında hiç istemediği ama 'nasıl oldu da böyle oldu?' dediğimiz sonuçlar ortaya çıktı ve çıkarıldı.
 
Neyin kavgasıydı bunlar?
 
Bu vatan hepimizin değilmiydi?
 
Hiç bırakmadılar bizleri masum halimizle bir başımıza.yüzyılların senaryolarını yazdılar üzerimize ve
yeri-zamanı geldiğinde oynamaktan da çekinmediler bu senaryoları.
Ne yazıkki şimdi de insanımızı farklı kutuplaşmalara sürükleyecek oyunlarla karşımızdalar.Üniversitelermizde çıkan olaylarda hep uzak bir köşeden izlemekteler gençliğimizi hem de gülerek.Bazı hedefine ulaşmış oyunları tekrar oynatmak istemekteler.ve tüm bunların farkına varmamızı istemiyor olacaklar ki bizleri sorun ve kaoslardan uzaklaştırmıyorlar.Gençliği heryerde kullanılabilecek bir maşa halinde kızgın ateşlere hiç çekinmeden sürüyorlar.
 
Gelecek tohumlarının avuçlarının içine konulduğu,halkının milletinin umutla aydınlık günler beklediği bir gençlik bazı oyunların kahramanı olursa ve olmaya devam ederse belki de çok geç kalmış olacağız.Belki de umutlar yerlerini bir avuç insanın,bölmek-parçalamak ve yutmak isteyen bir kısım insanın, kirli işlerinin basamaklarına dönüşecektir.
 
Elbette ki insanlar bazı görüşlerin sahibidir.Ancak bu görüşleri başkasına empoze etmeye kalkmak ya da devlete karşı güç gösterisine dönüştürmek,yanlışların doğruluğunu iddia etmeye çalışmak biz gençlere yakışanlardan değildir.
 
Biraz sakin olup,nerelere geldiğimizi nereye doğru yol aldığımızı düşünmek gerekmez mi?
 
Bu ülke bir daha ağlamak istemiyor,bu ülke üniversitelerinde kargaşa ve kavga istemiyor,bu millet mutlu olmak istiyor.
 
Aydınlık günlerin getireceği güzellikleri düşünerek,mutlu olmayı düşünerek ve bazı oyunların oyuncağı olmayarak tertemiz bir gelecek için hazırlanmalıyız,aydınlık bir gelecek hazırlamalıyız.Biz gençler olarak,bugünün yarını olarak....
 
Savaşmak ve savaştırılmak istemiyoruz.
Bir olmak,tek olmak istiyoruz.
Umutlarımız var,düşüncelerimiz var geleceğimiz var.
Gençleriyle dinamik bir Türkiye olmak istiyoruz..
Çünkü biliyor ve inanıyoruz ki tertemiz ve aydınlık bir gelecek,elbette ki bizimle gelecek...
 
UĞUR PEKASIL
ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ
İLKÖĞRETİM MATEMATİK ÖĞRETMENLİĞİ
İKİNCİ SINIF
 
Genç yazarlar Kulübü / Web Tasarım : Orhancam