Genç Yazılar
Genç Hikayeler
Genç Şiirler
Genç Makaleler
Genç Fikirler
Genç Mizah
Haftanın Genç Yazısı
Genç Yazarlar Komitemiz
Üyelik İşlemleri

mail.jpg (2821 bytes)

Yazılarınızı göndermek için tıklayın

 
 
Adınız Soyadınız
E-mail Adresiniz
Arkadaşınız Adı
Arkadaşınız Email Adresi
Email in Konusu
 
Bu yazı 9.08.2010 tarihinden beri 1474 kez okunmuştur
Yazının Başlığı Yazar Adı Gönderilme Tarihi
Sevgili.. Belirtilmedi 9.08.2010

 

 

 

Hz. Mevlana der:

 

Gönlümün ta içinde parıl parıl parlayan o sevgiliyi

       kim görmüştür?

Sultanım. Nurun hep parlasın dursun,

       saltanatın ebedi olsun.

Dünyadan bıkmış usanmış kişi seni görürde güzelleşmez, gençleşmezse

       arı duru suyu bulansın, ateşi kül haline gelsin.

Uyuyan kişi, senin sabahını görür de yatağından sıçrayıp kalkmazsa

       bahtının gözü kıyamete kadar kapalı kalsın.

 

 

Ey her yana koşup duran

Bir türlü iki yakan bir araya gelmedi gitti.

Senin işini düzeltip derdine çare olacak

Ancak altı yandan, altı yönden de münezzeh olandır.

Yazı kışı sırayla değildir o padişahın.

Şu anı isterse bana kış yapar, isterse sana yaz.

Tapısında dikenle gül birdir.

Birini dikenin ucuyla yaralar

Öbürüne dikeni güllük gülistanlık haline getirir.

Biri O’ndan kaçıp suya sığınırsa

Emriyle su ateş kesilir.

Fakat O’nun sevgisiyle ateşe atılana

Ateşi reyhan haline getirir.

Huzurunda kendisini hiçbirşey bilmez sayan

Herşeyi bilir, anlar.

Fakat O’na karşı bilgiçlik taslayan

Hiçbirşey bilmez haline gelir.

Bu söz dünyaya sırlar bağışlamak,

Bedenleri can haline getirmek için

Uçsuz bucaksız aşk denizinden

Akıp gelen bir sudur.

 

 

Öyle bir kaynak isterim ki

Herkesin canına can katsın.

Öyle bir sevgili isterim ki

Ölüye bile hayat versin, huzur bağışlasın.

Öylesine uçsuz bucaksız bir denize kulum ki

Uçsuzluktan bucaksızlıktan da üstündür O.

Taşa da inciye de herşeye de

Lütuf ve ihsanlarda bulunmaktadır.

Bahçenin de onun güzelliğinden payı ve nasibi vardır, tavuzkuşunun da

Bir seher çağı, böyle bir güneş doğdu gönül yurdumda

Zerreler her an o güneşe doğru uçuşup dururlar.

Kim ondan muradına erişirse

Ne mutlu ona, ne mutlu ona.

 

 

An O zatın adını ki

   ölü onun güzelliğinden dirilir.

Bütün dünyanın ağlayışları

   Onunla buluşunca gülüş kesilir.

Abı hayat sadece

   O’nun tahtının altından akar.

Irmağının suyunu içen

   ölümsüzlüğe kavuşur.

Güneş bir kerecik tahtının basamağını öpmüştür de

   o yüzden şu dönüp duran gökyüzünden dünyaya ışık saçar durur.

 

 

                                                                                    

 
Genç yazarlar Kulübü / Web Tasarım : Orhancam