Genç Yazılar
Genç Hikayeler
Genç Şiirler
Genç Makaleler
Genç Fikirler
Genç Mizah
Haftanın Genç Yazısı
Genç Yazarlar Komitemiz
Üyelik İşlemleri

mail.jpg (2821 bytes)

Yazılarınızı göndermek için tıklayın

 
 
Adınız Soyadınız
E-mail Adresiniz
Arkadaşınız Adı
Arkadaşınız Email Adresi
Email in Konusu
 
Bu yazı 19.12.2011 tarihinden beri 1329 kez okunmuştur
Yazının Başlığı Yazar Adı Gönderilme Tarihi
Şerefli Elbette Alçağı Uzaklaştırır Belirtilmedi 19.12.2011

Şerefli Elbette Alçağı Uzaklaştırır   

 

Hz. Mevlana “Mesnevi” sinde şöyle buyurur: (c:2  beyit:2121)

 

  “Tecrübeli bir hâkim dedi ki, “Bir karga ile leyleğin bir arada yaşadığını gördüm. Bu hale pek çok hayret edip müşterek hususiyetlerinin sırrını araştırdım. Hayret içinde yaklaşınca o iki biçarenin topal olduğunu gördüm. Bilhassa o göklerin doğanı yerin baykuşuyla nasıl beraber uçar?

 

  Biri illiyyin güneşi, diğeri karanlığı gören yarasa. Biri kusursuz, aşikar bir nur, diğeri her kapının dilencisi bir kör. Biri ülkelerde bir ay, diğeri gübre içinde bir kurt. Biri Yusuf çehreli, İsa nefesli, diğeri kurt veya eşek. Biri mekansızlık aleminde uçmakta, diğeri samanlıktaki köpek gibi.

 

  Gül, lisan-ı hal ile der ki, Ey bokböceği! Ey koltuğu kokmuş, haddini bil! Gül bahçesinden zevk almıyorsan bu nefretin onun kemalini gösterir. Gayretim benden seni ayırır. Şerefli elbette alçağı uzaklaştırır. Ey alçak, benimle beraber olursan benim madenimdensin şüphesi beni perişan eder. Bülbüllere yakışan yer çimenliktir. Bok böceği de pislik içinde yurt edinir. Benimle beraber olman kemalim için eksikliktir. Zira bu, madenimden olman ihtimalini doğurur. Çünkü Allah, beni adilikten temizledi. Bir alçakla beraber olmak reva mı? O kötü damar benden gitti. Eğer sabit olsaydı baş ağrısı olurdu.

 

  Adem’in onu mahcup eden bir nişanı, meleklerin ona secde etmesi oldu. İblis’ten görülen nişan da onun secdeden yüz çevirip kovulmasıdır. Fakat İblis de secde etmiş olsaydı, o zaman Adem’in şanı ona aşikar olmazdı. Her meleğin secdesi bir mizan, düşmanın inkarı da bir delil oldu bil. Meleğin ikrarı Adem’in şahididir. İblis’in inkarı da onun küfrüne şahit.”

 

  (Meleklerin secde etmesi Hz. Adem’in ademliğine ölçü olduğu gibi; İblis’in inadı, ona secde etmeyişi de Adem’in ademliğine delil oldu. Böylece; hem meleklerin kararı onun Hakk’ın halifesi olduğuna bir tanık, hem de İblis köpeğinin kafirliği ona tanık oldu.)

 

  Ehlullah bu beyitleri şöyle açıklar:

 

  İnsan, hayvan her şey ancak kendi cinsiyle uzlaşabilir ve ondan zevk alır. İki kimseyi samimiliklerine şüphe edilemeyecek durumda daima beraber görüyorsanız onların aralarında müşterek bir görüş ve müşterek bir zevk anlayışı var demektir. Bunun için fikir ve ruhumuza uymayan insanlarla zaruri olarak görüşmemizde bile bir kabir azabı çekeriz.

 

  Bunun için Hz. Mevlana, yüksek insanları, hakiki arifleri, bülbüllere benzeterek onların yeri çimendir, fakat kötü ruhlu bir şahsın yaşayacağı yer ancak pisliktir, buyuruyorlar.

 

  Çünkü o, abdesthane böceği gibi necasetten, yani ahlaksızlıktan, fesattan, nifaktan hoşlanır. Diğer bir teşbih ile bir öküze benzeyen ahmak, nasıl olur da bir erkek arslanla baş beraber gider. Hülasa, bütün alemde cinsler arasında daimi bir cazibe mevcuttur ve her şeydeki yüksek muvazene de buradan doğmaktadır. İşte bu cazibeyi ehlullah, ruhlar arasındaki ezeli aşk ve aşinalık olarak vasıflandırırlar. Hülasa varlık, bu temel üzere kurulmuştur.

 

Hz. Mevlana şöyle buyuruyor:

 

“Bir gülsuyuna bokböceği rağbet etse bu onun gülsuyu olmadığını gösterir.”, “Eşek layık olduğu mala müşteri olur.”, “İki insan ülfet etse hiç şüphe etme aralarında müşterek bir taraf vardır.”, “Kuş, kendi cinsinden olanla uçar. Aynı cinsten olmayanla sohbet belâ tuzağıdır.”

 
Genç yazarlar Kulübü / Web Tasarım : Orhancam