Genç Yazılar
Genç Hikayeler
Genç Şiirler
Genç Makaleler
Genç Fikirler
Genç Mizah
Haftanın Genç Yazısı
Genç Yazarlar Komitemiz
Üyelik İşlemleri

mail.jpg (2821 bytes)

Yazılarınızı göndermek için tıklayın

 
 
Adınız Soyadınız
E-mail Adresiniz
Arkadaşınız Adı
Arkadaşınız Email Adresi
Email in Konusu
 
Bu yazı 14.01.2012 tarihinden beri 1180 kez okunmuştur
Yazının Başlığı Yazar Adı Gönderilme Tarihi
AŞAĞILIK İZ VE NURANİ YOL Belirtilmedi 14.01.2012

AŞAĞILIK İZ VE NURANİ YOL

 

Hz. Mevlana “Mesnevi”sinde şöyle bir hikaye anlatır: (cilt:3,beyit:1261 vd.)

 

 

“Hind’den gelme bir fil, karanlık bir yere konmuştu.

Halk, onu seyretmek için o karanlık ahıra geldiler.

Karanlıkta bir şey göremeyince, elleriyle azasına dokunmaya başladılar.

Birisi hortumunu tutup, “Bu hayvan oluğa benziyor” dedi.

Bir diğeri filin kulağını tutmuştu, onu yelpazeye benzetti.

Biri de ayağına rastlamıştı. “Fil, bir direk gibidir.” dedi.

Biri filin arkasına el sürdü. “Fil bir tahta benziyor” dedi.

Herkes bu şekilde fili tarif edip, onu kendi zannınca anladı.

Görüşleri yüzünden sözler muhtelif oldu. Birinin dal dediğine öbürü elif dedi.

Herkesin elinde bir mum olsaydı, sözlerindeki farklılık ortadan kalkardı.

His gözü elin avucuna benzer. Avucun bütün fili elleyebilmesiyse imkansızdır.

Derya gözü başka, köpük başkadır. Köpüğü bırak, deryaya bakmak hayırdır.

Köpüğün hareketi gece gündüz deryadandır. Hayret, köpüğü görüyor da deryayı görmüyorsun!

Biz, birbirine çarpan gemiler gibiyiz. Aydın suyun içindeyiz de gözlerimiz görmüyor.

İşin ten gemisinde uyumak oldu. Deniz gördün ama asıl denizin denizi nerede?

Denizin de bir denizi var, ona akıp durur. (Suyun bir suyu vardır ki onu sevk eder.)

Ruhun da onu çağıran bir ruhu var...”

 

Ehlullah bu beyitleri şöyle açıklar: “Şiddetli bir fırtına sırasında dalgalar ve köpükler denizin yüzünü kaplar. İnsan bakınca dalgaları ve köpükleri görür de, denizi göremez. Halbuki, o dalgalar ve köpükler denizden hasıl olmuştur. Fırtına dinince onlar kaybolur da, deniz meydana çıkar. Bütün varlıklar da, varlık denizi olan Allah’tan zuhura gelmiş dalgalar ve köpükler gibidir. Varlık fırtınası onları coşturmuş ve asıl deniz görünmez olmuştur. Ne vakit o fırtına diner, yani bütün varlıklar yok olursa, o vakit denizden başka bir şey kalmayacaktır. Kur’an’da beyan buyurulduğu üzre kainatın yok oluşundan sonra Cenab-ı Hakk; “Bugün mülk kimindir?” diye soracak. Cevap verecek hiç kimse bulunmadığı için yine Allahu Zülcelal; “Yegane ve Kahhar olan Allah’ındır!”(Mü’min Suresi,16) cevabını verecektir. Suyun suyundan maksat, ilahi iradedir. Nitekim Cenab-ı Hakk; “Biz, her şeye sudan hayat verdik!” (Enbiya Suresi:30) diye buyurmuştur. Ruhun ruhundan maksat da, ilahi hayatın mazharı ve Allah’ın ilk yarattığı varlık olan “Muhammedi nur” dur ki, o nur; bütün varlıkları hidayete, doğruluğa çağırır.”

 

Hz. Mevlana şöyle buyurur: “Gayb kokusu burnuna gelmezse onda yalnız burnunun izi vardır. Başka bir şeyin namı bile bulunmaz.”(1/3884)

 

 

 
Genç yazarlar Kulübü / Web Tasarım : Orhancam