Genç Yazılar
Genç Hikayeler
Genç Şiirler
Genç Makaleler
Genç Fikirler
Genç Mizah
Haftanın Genç Yazısı
Genç Yazarlar Komitemiz
Üyelik İşlemleri

mail.jpg (2821 bytes)

Yazılarınızı göndermek için tıklayın

 
Bu yazı 425 kez okunmuştur.
Yayla

Bir an gelir ve zaman, öyle can alıcı bir hal alır ki ağırlığı altında ezilirsin. Yazık edersin umuduna da yine el uzatmazsın aydınlığa. Yine de güneşe çıkmazsın. Hayatın dışarıda sürüp gittiğini düşünerek mahpus kılarsın ömrünü, kendi cehenemine. Sevilen,sayılan bir aydından alınan örneklerdir dilindeki. Her bir kelime artık sen, her bir sayfa artık ömründür.

Elinde okul yıllarından kalan bir kalem. Karalamaya başlarsın.İlk satırdan itibaren kendini. Kendi düşlerini. Alınabilecek feyizler vardır esen rüzgarda. Eğer ciğerlerine ulaşabilirse. Ve yaylada yediğin taze kaymak kokusu gibi nefistir kurt ulumalarına boğulan geceler. Uykun derin ve tatlıdır. Esen rüzgarın uğultusu kulaklarına çalınır.

Bir masal yartalılır senin için oracıkta. Neyin var neyin yoksa, alıp, yollara düşersin. Dağların eteklerinde ne var diye merak edersin; bulutlara erişebiliyorken boyun. Sarı dağ çiçeklerini koklayabiliyorken kopartmadan toprağından. Sağılan sıcak sütün kokusunu duyabiliyorken... Uzaklığı özlersin.Öylesine bir heves uğruna.Soğuk duvarların öldürdüğü erdemleri bulmak uğruna, kalabalıklarda; yüreğini söküp atarsın, göğüs kafesinden. Gözlerini açtığında, yine evindesindir, yine kokusunu alıyorsundur taze kaymağın. Karalayıp bir köşeye bıraktığın sayfalar, türküsünü mırıldanıyorlardır özlemin. Fesleğen kokularını taşır rüzgar içeriye. Bir şarkı ruhunun söylediği.Ne sözü yazılmış ne de notaları çalınmış...

Arzu ALTUN
Bu yazıya oy verin < çok iyi > < iyi > < orta > < vasat > < kötü >
 
Genç yazarlar Kulübü / Web Tasarım : Orhancam