Yaşamak acıyı en içten,
En yalın şekilde anlatabilmek bunu.
Kelimelerin yetersiz kaldığı yerde,
Susmak.
Çaresizce ve derinden.
Anlatamamak derdini,
Çıglık çıglıga bagırmak isterken bile,
Boyun egip sessizlige gömülmek.
Incecik bir gururla,
Ruhunun içinde süzülmek.
Ve o gururun,
Inceldigi ilk noktada,
Süphesiz kopmasını yine sessizce izlemek.
Gozlerinin içine içine bakarken,
Ne düsündügünü bilememek.
Hissettiklerini çözememek.
Ve sonunda,
Onu artık tanımadıgını farketmek.
Caresiz boyun egip zamana,
Geçmiste yokolup gitmek.
Kaybetmenin verdigi huzursuzlukla beraber,
Gözlerini kapamak bir yeni güne daha.
Imkansız düslerin içinde,
Huzurla tebessüm etmek.
Azmetmek.
Denemek.
Basarabilecegini farketmek ve yılmadan denemek.
Ve birgün,
Günesin gece dogusunu izlemek,
Gündüzleri kayan yıldızlarla dilekler tutmak,
Denizin dibinde bile nefes almak.
Göldeki yansımasına bakıp,
Imkansız hiçbirseydir diye fısıldayabilmek.
Sonra birgün onu yeniden görmek.
Ilk günkü gibi heyecanlanmak,
Konusamamak ve haykıramamak.
Ve bu sefer,
Özgüvene bürünüp,
Itıraf etmek.
Denemenin verdigi huzurla,
Gözlerini bir yeni güne daha kapamak.
Ertesi gün yanında onunla uyanmak…