Sırtını hangi duvara yasladın
Kucakladığım güne kadar düştüm omuzlarından
Ağzımda yok dilim
Vurulmuş dizlerinden hayat
Hiçbir güç kaldıramaz onu pisliğinden
Ağlayan yüzün...
Ellerin hangi dikene incindi böyle
Güldüğün günlerin en beteri bu mudur?
Söylesene ağzımda yok dilim
Kendi toprağına yabancı bir köküm
Gönlüm uzak dağlara baktığım yerde
Mavi mi mor mu bilemem ki
Rengini sana döndüremem ki düşlerimin
Güneş ağlayarak mı doğar
Nerde görülmüş çağır beni
Dipsiz kuyulardayım kucakla
Dört yanımda karanlık ve yokluk
Aydınlığını al yıldızların bir taşa sar
Vur başıma kanasın içimdeki zehir
Salih KIVILCIM