ÖZETLEYEN:ESRA KAYI
9-B 87
ROMANIN BAŞLICA KARAKTERLERİ:
Dilber:Kafkasyalı,esir,güzel bir genç kız.
Celal Bey:Paris’te resim öğrenimi gören bir genç,neşeli,Dilber’e aşık.
Zehra Hanım:Celal Bey’in annesi.
Esirci Hacı Ömer:Esir ticareti yapan, iriyarı,çirkin,acımasız.çıkarcı biri.
SERGÜZEŞT
KİTABIN ÖZETİ:
Evinden ayrılıp bir gemi ile yurdundan uzaklaşan küçük kız, onun gibi başka bir esir kız ile birlikte neresi olduğunu bilmediği bir yere getirilmiştir. Bu kızı bundan sonra birçok sürprizler beklemektedir.
İlk olarak kız (henüz bir ismi yoktur), yaşlı fakat zengin bir kadını yanına ona hizmet etmesi amacıyla satılmıştır. Küçük kız burada tam bir esaret hayatı yaşamaktadır. Sürekli olarak buradan nasıl kurtulabileceğinin planlarını yapmaktadır. Bu evin hanımının yanı sıra hanıma hizmet etmekte olan başka bir kadın da kıza baskı yapmaktadır. Bu durum kızı yıpratmakta, zaten bir umudu olmayan yaşamdan onu iyice soyutlamaktadır. Bir gün kız bu evden kaçmayı iyece kafasına taktığı bir anda bir gece yarısı evden kaçar. Çevreyi pek tanımadığı için saatlerce yürür fakat bir köşede yorgun bir şekilde yere yığılmaktan başka çaresi yoktur. Yerde kaldığı bölge bir evin bahçe kapısının önüdür.
Sabah olunca evin hizmetlilerinden biri kızı fark eder ve onu içeri almak için yaşlı ev sahibine danışır. Oda bunu çok olumlu bir şekilde karşılar ve hemen yardım etmek niyetiyle onu yanına alır. İlk olarak karnı doyurulur, güzelce dinlendirilir. Daha sonra kız kendine gelince ona neler olup bittiği sorulur. O da anlatır evin hanımı kızın yaşadıklarını duyunca çok üzülür ve ona yardım edeceğini söyler, kız da buna çok sevinir. Evin hanımı ona sahibinden izin alacağını ve artık kendi yanında kalacağını söyler. Bunun için hanımı kızın kaçtığı eve gider. Ve onu yanına almak istediğini söyler. Fakat kadın bunu onur meselesi yaparak kabul etmez. Bundan sonra kızda eski evine geri döner. Bu olay kızı çok etkilemiştir. Çünkü daha önce kaçtığı eve tekrar dönmüştür. Gider gitmez yine hiç hoş olmayan durumlarla karşılaşmıştır.
Günler böyle geçip giderken bir gün Mustafa bey- evin sahibi- birkaç yıl önce işlediği bir hatadan dolayı bir çok borcu olmuş- tur ve bu borçları ödemek için karısıyla tartışır. Bir gün karısıyla beraber kızın satılmasına kara verirler.
Kızın adı kaçtığı evde hanımın onu çok güzel bulması üzerine ‘Dilber’ olarak koyulmuştur. Bundan sonrada ona ‘Dilber’ denir. Dilber kendisi hakkında satılma kararının alınmasından sonra bir esirciye satılır. Ve Dilber’in bütün hayatı bu yönde değişir. Dilber bundan sonra belli bir süre esir hayatı yaşar. Bu süre içinde bir çok kendisi gibi esir hayatı yaşamış olan kız arkadaşları olur. Onların hayatlarını dinledikçe aslında kendi hayatının o kadar da kötü olmadığının farkına varır. Daha nice insanların kendisi gibi cefa çektiğini anlamıştır. Buradaki bir çok kızın çeşitli meziyetleri vardır. Bir tanesi çok iyi bir şekilde ud çalmaktadır bu yüzden çoğu yerden çağrılmaktadır. Dilber’de onun gibi ud çalabilmeyi çok istemektedir.
Dilber’e bir gün bir talip çıkmıştır, ve Dilber’de o eve gitmek zorunda kalır zaten onun böyle bir şeyi isteyip istemediği pek önemli değildir, önemli olan bir kaç kişinin işinin görülmesidir.
Dilber’in gittiği bu evde ona bir esir gibi değil, bir insan gibi yaklaşılması onu çok etkiler. Evde bir hanımefendi, onun kocası ve onların tek oğlu olan Celal Bey bulunmaktadır. Celal Bey aynı zamanda bir ressamdır. Yaptığı portrelerle ün kazanmıştır. Dilber’i evde görünce o da çok şaşırmıştır. Çünkü Dilber’i Cleopatra’ya benzetir. Celal Bey yalnız yaşadığı için kız arkadaşı ya da sevgilisi yoktur. Fakat Dilber’i gördüğü andan itibaren içinde bir kıvılcım oluşur. İlk zamanlarda Dilber’de buna bir karşılık doğmamış fakat günler geçtikçe Dilber’de ona karşı ilgi duymaya başlar. Celal Bey Dilber’i boş bulduğu zamanlarda odasına çağırıp onun resimlerini yapmaya başlar. Kimi zaman nü resimlerini de çalışır. Dilber’in bebeksi vücudunu gördüğü zamanlarda daha önce hiç yaşamadığı duyguları tadar. Ona her baktığında onun daha değişik bir güzelliğini yakalar. Günler geçtikçe Dilber zamanının büyük bir kısmını Celal Bey’in yanında geçirmeye başlar. Böylelikle Celal Bey’in Dilber’e olan aşkı da diğer ev halkı tarafından da öğrenilir. Bu arada Celal Bey açıkça aşkını Dilber’e de belli etmeye başlar. Dilber bu olaya ilk önceleri çok şaşırır. Çünkü böyle bir şeye asla imkan vermez. Bunun nedeni de onun esir kız olmasıdır. Daha sonraları Dilber de Celal Bey’e karşılık vermeye başlar. Günler geçtikçe onlar aşklarını bariz bir şekilde yaşarlar. Evin bahçesinde yıldızları seyrederler, beraber gezerler. Fakat bu durum Celal beyin annesini oldukça rahatsız eder ve buna karşı bir önlem almak ister. Bu beraberliği bitirmek için Dilber’i Celal Bey’in evde olmadığı bir zamanda bir esirciye satar. Dilber’in yapacağı bir şey yoktur. Celal Bey daha sonra eve döner ve ilk olarak Dilber’in nerede olduğunu sorar önce bunu öğrenemese de daha sonra öğrenir fakat onu bütün aramalarına rağmen bulamaz. Bundan sonraki bütün hayatı boyunca o da Dilber’de mutlu olamaz. Hiç mutlu olmadığı gibi bu olay biçare Dilber’i intihara kadar sürükler bu yaptıklarına Celal bey’in ailesi de çok pişman olur ama yapabilecekleri bir şey yoktur.