Günün birinde mevsim değişir, düşünde çizdiğin resimler cennetin olur. Ve sen ak kanatlarınla bana ait semalarda süzülürsün usulca. Cennet renkli gözlerinde, altından ırmaklar akan ağaçlar zuhur eder. Ve ben gölgesinde o ağacın, bir süre, sessizce, bir başıma durulurum. Berraklaşırım usulca... Ve sen bana bakarken bütün evreni görebilirsin...
Kalemi elimden bıraktığımda, yazdıklarımın gerçek olmasını umdum. O an bile bir düş kurmaktan çekinmedim. Sanki yazdıklarımı yaşamaya başlıyor gibiydim. Ve sanki düş diye gerçek hayata dalıyordum. Sen o halde bir düştün gerçekte. Gerçeğe çok yakın bir düş... hem de fazlasıyla aykırı... Aynada kendim yerine seni görüyorum.Konuştuğumda kulaklarımda senin sesin yankılanıyor. Sen ey sevgili, hiç vazgeçmediğin. Soğukluğunu bile benimsediğim... Sen toprak bildiğim, öldüğümde. Ve başımı kaldırdığımda, arşta asılı duran yıldızlar...
Sen karaladığım her yüz... Sen yağan yağmur, Mart ayının son on gününde... İstiklal sen...Hürriyet sen.... Sen benim bütün özgürlüğüm. Sen ey sevgili, tamamı ömrümün. Tırnaklarımla kazırdım adını yüreğimin topraklarına. Ve adınla sulardım variyetinle fethettiğin yüreğimin topraklarını. Nergisleri de... Lalezarlar yaratırdım sadece senin için. Sadece gözlerin için düşlerdim cenneti... Nehirleri... Okyanusları sadece sana ulaşmak için aşardım...
Dünyanın çatısına da yalnızca seni tıpkı bir yıldızmışçasına yakalamak için tırmanırdım. Ve bakmak küçücük kalan insanlara; aşksız, amaçsız, ruhsuz, seni bilmeyen insanlara... Ve kanatlarımı açar boşluğa salarım kendimi. Yüzüme vuran bir serinlik... Bir duygu seli yüreğimde, damarlarımda, ruhumda... Sana dair bir ülke... Sana dair vadiler, platolar... Meşe ağaçlarının, Kayın ağaçlarının, Akçaağaçların, Karaağaçların gölgeleri...
Söğütlerin, Kavak ağaçlarının Mozart'ı bile kıskandıracak senfonileri hep sana dairdi. Hepsini sana ithaf ettim kelimelerin. Hepsini yüreğimin içinde sana verdim. Sindirdiğinde tümceleri yüreğine, o vakit anlayacaksın belki de derin okyanuslara vuran gün ışığı gibi olduğunu benim için. Ta derinlerine değin ulaşan gün ışığı gibi olduğunu.
