Genç Yazılar
Genç Hikayeler
Genç Şiirler
Genç Makaleler
Genç Fikirler
Genç Mizah
Haftanın Genç Yazısı
Genç Yazarlar Komitemiz
Üyelik İşlemleri

mail.jpg (2821 bytes)

Yazılarınızı göndermek için tıklayın

 
 
Yazarın adı Belirtilmedi
Yazının baslığı Belirtilmedi
Adınız
Yorumunuz
NOT:Yorumunuz incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 
Bu yazı 9.10.2010 tarihinden beri 1500 kez okunmuştur
Yazının Başlığı Yazar Adı Gönderilme Tarihi
Belirtilmedi Belirtilmedi 9.10.2010

Karar ver ve uygula,  söylerken ve yazarken ne kadar da basit geliyor insana. Peki ya iş gerçekleştirmeye gelince…

Bir çıkmazda hissediyor insan önce kendini, Yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu söylüyor içindeki bir ses ısrarla…

İlk zorluk onun ne olduğunu bulmak oluyor. Uzun bir sorgulamadan sonra buluyoruz kafamızı kurcalayan sorunu.

Ne kadar inkâr etsek de insanını bilinçaltında yaşayan geleneksel yapı “ değiştirme, kabul et olduğu gibi, başaramazsın, zamana bırak” diyor yinelenen fısıltılarla kulağımıza,

Bir müddet sarhoş gibi geziyor bedenimiz ve ruhumuz. İyi ya da kötü bir  karar vermek zor geliyor bize. Bazen bundan sonra yaşayacaklar, bazen uygulamadaki zorluklar, çoğu zamanda toplumun bize öğretti “olması gerekenler” yıldırıyor bizi karar alma aşamasında.

Ne istediğini bilen biriysek en kısa zamanda kırıyoruz o karasızlık denen kısır döngüyü ve ardından karar vermenin huzuru kaplıyor içimizi.

Bunun verdiği mutlulukla geçiyor kısa bir süre yaşam. Sonra ikinci aşamaya geliyor önümüze; verdiğin kararı uygula. Ben verilen kararın ne ölçüde olursa olsun uygulamanın her insan için farklı zorluklar doğurduğu düşüncesindeyim âcizane.

Yaptığımıza inanıyorsan ve deyim yerindeyse biraz da inatçılık varsa ruhumuzda her zorluğa karşı sonucu erdiriyoruz verdiğimiz kararı.

 Peki ya burada bitiyor mu? Kimi zaman evet.

 Ama bazense aldığımız kararın zorluğuna ve sonuçlarına katlanmak zorunda kalıyoruz. Belki bir ay, belki bir sene, belki de bir ömür…

Çıkan engellerde düşen belki yaralanan ama pes etmeyen,  bazen tükendiğini hisseden ardından derin bir nefes aldıktan sonra kendi seçtiği hayatını kucaklayan, çoğu zaman eleştirilen hatta dışlanan, bu duruma isyan eden bazen haykırırcasına lakin yılmayan, kendi yolunu çizmenin, kendi kararlarını almanın, zorda olsa kendi belirlediği hayatı hissettiği gibi yaşamanın huzuruyla, kaybolmayan bir benlikle tamamlıyorlar hayatlarını. Ve gözlerinden yaşlar akarken dahi şunu söyleyebiliyorlar gururla “benim hayatım, benim kararlarım, eğrisiyle doğrusuyla ben yaşadım”

Mücadeleyi göze alamayanlar ise onlar için yapılan kafeslerine geri dönüyorlar.  Evet diğerleri kadar zorluk çekmiyorlar belki de. Ama hep alınamamış kararların gölgesinde yaşıyorlar. Hayatlarında “keşke” isimli bir gölge takip ediyor onları. Zamanla onu da bırakıyorlar başarısızlık hissinden kurtulmak için. Bir maske takıyorlar yüzüne ve onlara sunulmuş hayatları yaşıyorlar. Gün geliyor maske yapışıyor yüzlerine, kim olduklarını unutuyorlar ve kendi benliklerini yitirerek göç ediyorlar  dünyadan.

Bir sanatçımız çok güzel anlatmış bu durumu “Yorgunum, çünkü yorgunluğum yaşamak gibi bir anlamı var. Yine de yaşamaktan aldığım hazzı düşmanlarım duyamazlar”

Şimdi seçim sizin, ya mücadele etmeyi göze alır ve sizin olan sizi ve hayatı yaşarsınız, yada benliğinizi kaybetmiş sönük bir yaşamı.

Bu yazıya oy verin < çok iyi > < iyi > < orta > < vasat > < kötü >

 

 
Genç yazarlar Kulübü / Web Tasarım : Orhancam