Belki bir yerlerde sözlerim gözlerinde düğümlenir kalır; hatıralar yüreğimde yağmurlar yağdırır.
Susuyorsa yürek, feryadı müebbet acıların hamuru olmuştur. Tutamıyorsa kendini, sevgisini geçmişe bırakıp gider mi hiç? Yokluğunda eriyen mum gibi sensizliğe mahkûm olan aşksız bir adamım. Sensiz dolaştığım her yer mezar gibi, fırtınalı çöllerin çıkmazları içerisinde kaybolurken, yokluğunda sürünürken, fani dünyada unuttum benliğimi.
Faydasız duaların umuduyla yalvarırken Allaha inancım karanlıkta gülümsedi bana. O içimde kopan fırtınalar karşılar oldu bedenimi.
Yanlış suratlarda aradığım masumiyeti şimdi gözlerinde yaşıyorum keşfe değer güzelliğinle.
Alışamadığım unutulan acizliklerin penceresinde bir mum ışığının siyahı yenmesi gibi ebedisin.
Şahikaların yalnızlık ilacı kartalların tutkusu gibi içimdeki özgürlük dansın ve virane kötülük,
Ağlamanın gözyaşı ne kadar safsa sende o kadar yaşamaya mecbur oluşumun en büyük eserisin.
Masumluğunu her görüşümde binlerce kış mevsimi deviriyorum bahardaki taze gülleri verebilmek için.
Virane kentlerin üzerine kurulmuş sahte hayatların anlamsızlığı içerisinde kaybolmuyorum artık.
Eskimiş kalplerin hüzünlü yaşam hikâyeleri zaman içerisinde unutulsa da dudaklarım senin isminle.
Sen rüzgârların hasretliğini o eşsiz ışığınla dindiren yağmur tanesinin içindeki o gizemli tılsımsın,
Emeğin çok olduğu sevginin içine yakışan en güzel masum yüzlü melek ve bitmeyen özlemimsin.
Nefti bulutların gezdiği her yerde yeşilliğin hâkim olduğu gibi içimde her yer sevginle dopdolu.
Usul usul çiseleyen yağmur damlacıklarıyla temizlerken ruhumu, belki gökyüzü gibi derinliğin içerisinde dolaşan her nesneyi aşk sanıyorum. Her fırsatta seni sevdiğimi söylemek istercesine haykırmak istiyorum dünyaya.
Hayat hiçbir hikâyedeki gibi güzellikler içerisinde geçmiyor, istediğin anda kavuşturamıyorsun sevenleri. Yalnızlık bataklığındaki o çaresiz vücutları kurtaramıyorsun.
Farklılıkların çünküleri olmalı sonuçta, ama âmâsı bol bir hayatta tesadüflerin egemenliği içerisinde geçmemeli. Sana yaklaşanları yaklaştıkları gibi göndermelisin yinede.
Bırak da kendi masalımızı yaşayalım, belki üstümüze güneş doğmaz ama yinede mutluluğu aydınlığa bağlayıp ta hayallerimizden olmayalım çariçem.
Hüzün haritamı kandırdım bugün mutluluğa ulaşmak için kullandım tüm kötülüğü. İçimdeki heyecan sanki meleklerin armağanı gibi o kadar masum ki onu kaybetmemek için yaptığım savaşlar artık karşıma çıkamayacak kadar acizler.
Zaman o kadar unutturuyor ki acıları bazen kabullenmek zorda olsa güle güle diyerek uğurluyorsun yaşananları onca yaptığı acımasızlığına rağmen.
Gidelim buralardan sana sevgimi sunabileceğim bir yere, umurumda olmayan hayatı sensizlikle geçen yıllara hediye etmek gibi anlamsız olan her şeyi ve gözyaşının kıymetinin anlaşılacağı güzel yerlere.
Eğer bir gün kendini evliliğe hazır hissedersen bunu ilk bana söyle olur mu?