Hayat pusulasız yola çıkanların,arayışıdır.

Hiç bitmyecek sandıkları gerceğin ta kendisidir.

Ve bir cocuk oyunu gerçekleğinde,ama bir santranç stratejisinde işler.

İlk öpücük heyecanında,Bayram şekeri tadında,Üç taş oynayan cocuğun masumiyetinde gizlidir hayat.

Hayat santranca benzer;oyun bittiğinde şahta piyonda aynı kutuya konur...

Sözlerimin ona anlamzsız geleceği kıza yazıyorum.

Kayıp zamanın;tutamadığı bededli ona ödeten kıza

En değer verileni ,onun elinden alan adaletin büyüklüğüne sesleniyorum.

Yarım kulak kesilip akıl yürütemediğimiz gerçeğe,

Canları ehemmiyetiyle sınava tutan o ince dengeye,

Ve hayat yolundakı en zor soruyu gögüslerken,ardından çıkan ipuçlarını görebilmen ihtimalini gözeterek sesleniyorum o büyüklüğe.

Bir içimlik sigaranın dumanında yukselttiğim hayallerim hapseder ruhumun derinliğini,

Bitiremediğim ve bitmesini ummadığım;dünya uğraşlarının derdini,tasasını taşırım zihnimde.

Attığim taşı hiç sektiremeyi başaramadan;hep suyun dikine atmışımdır.

Ardından bir an için bulanan su karmaşıklaşan duygularımı yansıtır.Görüntü kaybolur gördüğüm sadece bulantıdır.

Su tekrar berraklaştığında tek düze işleyen dünyamın kargaşasında bulurum kendimi.

Pusulasız yola çıkan tekne misalı arayışımın son bulmasını umarım.

Sersenişleri yazıyor kalemim

Ömrüne ömür biçilen aşkın hastası

Dar ağacına giden mahkumun çaresizliği

Hüzünle,sevincin şedit bir boğuşmaya katlandığı,gözlerinde bulurum kendimi.

Hiç bir karmaşık duygu örseleyemez gözlerindeki bu tarifi olamayan ifadeyi

Kendimden bile sakınırken o eşsiz bendini,kayboluşların başlangıcımın sonu olur.

En solgun mevsimimde,savrulan bir yaprak gibi elimde tutamadığım hayalin

Yeşeren bir fide gibi gözlerimin önünde artık.

Seninle sağlamlaşıyor o fidenin kökleri.

SAKLAMBAÇ

Bir çocuğun masumiyetiyle saklanırım hayallerime.

Yüze kadar saymaya başlayan hayat anlatır dertlerimi.kederlerimi.

İşte o anda korkusuz kapılırım tutkularıma,

Saha kalkan atın mağrur ifadesiyle gögüslerim o geri sayımı,

Kendimden ayrı düşer,kimseyi sahiplenemem ebedi karargahımda

Çünkü seçimi sunmuyorlar,hep kendi seçimini yapmak zorunda kalıyorsun.

O zamanda tüm mağruriyetin kayboluyor,korkulu sürecin vazgeçilmez gardiyanı oluyorsun

Ve bu karmaşa sobelendiğin anda başa dönüyor,tekrar düşünme süresi sunuyor.

Kelimeler bu gece kağıda dökülür oldu.

Bu gecenin azizliği şu dakikalara saklıymış anlaşılan...

Bir sene önce doğum gününü kutlayan güzel kız,aynı incelikle yine kutluyor doğum gününü.

Sevinç,özlem yüceltiyor bu karekteri,göklere çıkarıyor.Büyüsü gölgelenemiyor.Hep bu gece ağlayan çocuğu güldürüyor.

Vefasızlık ve sadakatsizlik hançerliyor bu karekteri,yerlerin dibine sokuyor,önemsizleştiriyor.Hep bu gece gülen çocuğu ağlatıyor.

Bu drama her sene sabit fikirli bir televizyon kanalındaymış gibi oynatılıyor.

Baş rollerde:AŞK VE SADAKAT

Yardımcı rollerde:DEPRSYON VE İNTİHAR

Sufleci unutulan repliği tamamlıyor;

-Elveda...

        Soğuk bir kasım gecesiydi.Sonbahar derinlerde gömülen ölü duyguları ortaya çıkarmıştı.Ayrılığı körükleyen ölü duyguları.

Tel tel dökülen hayatların arasından topladıklarımla yetinirim.

Ne verirse onu alırım,beklentilerimi karşılayamayacaktır belkide.

Yinede vazgeçmem,

Uçsuz bucaksız denizlere bakıp,derdimi bilmeden hüzünlenirim.

Hemde kimsenin sormasını beklemeden,koşulsuz kabullenirim herşeyi

Martılara,güvercinlere,balıklara anlatırım derdimi,

Onlarında bilmesini istemem ya ,ama sır çıkmaz onlardan

Ya sabır dedim etmedim zikr-i isyan

Üstüme gelen namusait bir karabasan

Emrine musahhar bendim ama kalkamaz yerinden

Tenfir etme bu kalp seninledir dostum,

Eski günler olmasın hüzn-ü hicran.

Dostluğumun menşei olmayan niza

Tutmadı bizi herkesin üstündeki riya

Geçen zaman rahber oldu,olmasa ne olur ki keza

Savaşı bilen savştan korkardı elbette...

Sadece güç uğruna verilen mücadele şan,erdem,gurur meselesi yapılmıştı.

Oysa emir verilir ve gereği yapılırdı.

Mucadelenin şişirme kahramanları savaşırdı.

Hiçte rahatsızlık dumazlardı görevlerini yerine getirirken,

Çünkü nasıl olsa birileri yapacaktı.

Bir çok ölüm görevi başarıyla yerine getirip,

Nefsinin vazgeçilmez abidesi olduğunca,alçalışın dipsiz bir kuyu gibi ses getirir olacaktır.

Kurduğu tuzaklarını inandırdığı kadar yüceltir kendini

Anlamsız imgelerini empoze edebiliceği bir kayboluşun panaromasını çizdirir sana

Muhteşem sanatkarın varedişini perdeleyecek kadar zavallılaştırıp,

Aşkınla tuzak kuracak,sevginle tutsak edecektir seni.

Depresif tarafınla şekillendirir benliğini

Varlığının anlamını anlamsızlaştırmadan vazgeçemeli kabullenişten